Mizan - Ahmed Yetimoğlu
Suçun Sahibi Bulundu
AK. Parti kurulduğu 2001 yılından bu yana sürekli ivme kazanarak ülke düzeyinde halkımızın %50'sinin teveccühüne mazhar olmuştur. Bu yükselen değerlere ve arkaya alınan rüzgâra rağmen Muğla'mız sürekli yerinde saymış, arzulanan oy patlamasını bir türlü gerçekleştirememiştir. Uzun yıllar herhalde yeterince araştırılması da yapılmamış olacak ki, Muğla düzeyinde alınan oy oranları %30'ları geçememiştir.
Nihayet önceki gün alınan bir kararla on binlerce vatandaşımızın yüreğine su serpilmiş, vizyona konulan bu uygulama ile başarısızlığın gerçek suçlu veya suçlular bulunmuş ve yaraya neşter vurularak kesin çözüm sağlanmıştır. Artık bundan sonra oy oranının nerelere çıkacağını varın siz kestirin.
AK. Parti çok büyük bir özveri göstererek kesin çözüm sağlamak için partisine gönül verenlerin ekseriyetinin direnmesine rağmen Köyceğiz İlçe Başkanını görevden almış, operasyonu başarıyla tamamlayarak muhtemel zaferin önünü açmıştır. 11 İlçe Başkanının içinden bu şahsın seçilip elinden mührünün ve mazbatasının alınmış olması Parti içi demokrasinin ulaştığı düzeyi göstermektedir. Demek ki her partide olduğu gibi AK. Partide de istediğiniz kadar delege arkanızda olsun, birilerinin dümen suyunda gitmerzseniz olacağınız budur.
Şimdi bazıları çıkıp "Bu Genel Merkezin tasarrufudur, bizim hiçbir müdahalemiz olmamıştır." diyebilirler. Kargaların da inanmayacağı bu sözleri ancak görevden almanın perde arkasındakiler kendilerini inandırabilirler. Genel Merkez bir ilçe başkanı için, ne zaman ayırır, ne de buna gerek duyar. Büyük beyinler sistemleri tartışır, orta beyinler olaylarla oyalanır, küçük beyinlerse kişilerle uğraşır. Genel merkez kendisine ne ulaştırılmışsa, olaylar nasıl intikal ettirilmişse ona göre hüküm verir. Onun içim kimsenin görevden alınmada bizim bir suçumuz, bir günahımız ok diyemez. Bunu milletvekili aday sıralamasında görmüş ve kimlerin kimler hakkında ne gibi kulis faaliyeti düzenlediklerini ve Genel Merkezi nasıl yönlendirdiklerini bizzat yaşamış birisi olarak söylüyorum. İl teşkilatına gelip giden, Karadeniz'li olmalarından başka meziyetleri olmayan bazılarının milletvekili aday adayları hakkında Genel Merkezde neler söyledikleri belleklerimizdedir.
Bundan sonra Teşkilattan beklenen, suya sabuna dokunmayan, yükselme hırsından başka düşüncesi olmayanların yükselme hırsından başka düşüncesi olmayanların önünü kesmeyen, evet efendim sepet efendim zihniyetinde, delege kaygısı taşımayan, Rauf Tamer'in 1980 öncesinin deyimiyle "siz bizim pürü payemizsiniz, biz sizin def'i hacetiniziz." pişkinliğinde birisini layık olduğu yere (!) atamaktır.
Ta 1789'larda kalan Fransız İhtilali'nin ünlü siamalarında Robespierre'in meşhur sözü aklıma geldi. Robespierre "İhtilal bir müddet geçtikten sonra kendi evlatlarını yemeye başlar." demişti. AK. Partide aynı mantıktan hareket etmiş olacak ki, seçmeninin büyük teveccühüne mazhar olmuş birisini teşkilatını karşısına almak pahasına görevden alabiliyor.
Sadece türkülerde kalan "Ordu'nun Dereleri"nden başka hiçbir dereyi yukarıya doğru akıtamazsınız. Ayrıca kime neyi reva görürseniz, onun kendi başınıza geleceğini de unutmayınız.
Selam ve muhabbetle...
|